6 Masada iplerin kopma anı! Kılıçdaroğlu, Akşener’i ‘Bu arkadaşlar aday olmayacak’ dinlendirdi
GEZEL Partisi Genel Başkanı Meral Akşener, Genel Yönetim Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını onaylamadığını belirterek, “Noter masasına döndü” diyerek Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’na davette bulundu. Peki, Akşener’in siyasete sismik çıkışının perde arkasında neler var?
MASAYA DİNLENMEK: BU ARKADAŞLAR ADAY OLMAYACAK
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İYİ Parti Genel Yönetim Kurulu Üyesi Rıdvan Uz, dünkü 6’ncı Masa toplantısında Akşener ile Kılıçdaroğlu arasındaki hesaplaşmanın detaylarını paylaştı. Masadan kalkmadıklarını ve kendilerine kapı gösterildiğini ifade eden Uz, “Masada ilk kez adayla ilgili görüşme yapıldı ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığı gündeme getirildi. Ancak Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu sandıktan çıkacak adaydı, Kemal Bey o masada ‘Bu arkadaşlar aday olmayacak’ dedi, bir cümle söyledi, sonra da ‘Diğer partiler imzalasın’ dedi. Meral Hanım arkadaşlarıyla görüştükten sonra karar verecek.”
AKŞENER NE DEMİŞTİ?
Genel Yönetim Kurulu toplantısının ardından kamera karşısına geçen Akşener, “Ben ve arkadaşlarım ilk günden beri aynı kararlılıkla duruyoruz. 2002’de millete kumpas kuranların karşısındayız, bugün de ayaktayız. 2010’da nasıl durduysak bugün de aynı zeminde duruyoruz. 2015’te milletin canına kıyanların karşısında nasıl durduysak bugün de aynı dimdik ayaktayız. 2018’de yumruk yumruğa, 2020’de milletin tercihlerini hiçe sayanların karşısında nasıl durduysak, bugün de aynı zeminde duruyoruz.
“YOLUMUZ DÜN AYDI, BUGÜN AYNI”
2023 yılında milletimiz Cumhuriyetimizin yıpranmış değerleri, demokrasimiz ve özgürlüğümüz için mücadele ederken, ‘Ceketimi asmazsam seçilirim’ diyenlerin karşısındayız. Dün yolumuz aynıydı, bugün de aynı. Milletimize bir söz verdik. Milletin sesi olmaya söz verdik, bastırmaya değil. Halkın taleplerini yok saymayacağımıza, gerçekleştirenlerden olacağımıza söz verdik. Bu bizim kurtuluş felsefemizdir. Bu bizim temel prensibimizdir. İYİ Parti’nin varlık sebebi budur. Dayatmalara direnerek, kirli pazarlıklara direnerek geldik. Ortak aklın ışığında meseleleri konuşabilmeyi aklın bir gereği olarak gördük. Geçen yıl 5 siyasi parti ile adım attık. Türkiye için ortak sorunlarımızın analizi için Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ve Anayasa Değişikliği teklifi gibi konularda mutabakata vardık.
“KILIÇDAROĞLU HAKKINDA 5 TARAF GÖRÜŞÜ”
Dün ortak Başkan adayını tartıştık. Bu doğrultuda Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında 5 parti görüşlerini paylaştı. Açık santrali kazanan tüm kamuoyu yoklamalarında gördüğümüz Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu hakkında görüşümüzü bildirdik. Adaylık sürecinin sağlıklı bir şekilde yönetilebilmesi için tüm tarafların belirleyeceği çalışmalar ışığında ortak Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesini önerdik.
“KİŞİSEL HEDEFLER TÜRKİYE’YE TERCİH EDİLMİŞTİR”
Bu görüşler kategorik olarak reddedildi. Altılı masanın son toplantısında bir alıntı için anlaşmaya varıldı. Kişisel hırslar Türkiye’ye tercih edildi. Yenilgi ve yenilgi içinde büyüyen küçük hesapların, kutlu bir zafere tercih edildiğini anladık. İYİ Parti’yi bunun için kurmadık. Önce millet vatan demekten vazgeçmedik. Konuştuk, anlattık, dinledik, vazgeçmeden gösterdik. Olmadı, olamazdı.
“BU TABLO TEK ADAYIN BEYANNAMESİYLE NOTER MASASINA DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR”
Gelinen noktada altılı masa milletin iradesini kararlarına yansıtma özelliğini kaybetmiştir. Bu masa artık potansiyel adayların görüşüldüğü ortak akıldan çıkmış, tek bir adayı tasdik etmek için çalışan bir noter masasına dönüşmüştür. İmzamızın ve sözümüzün arkasındayız. Ama ne kumar oynayacağız ne de noter masasında olacağız. Yeni yüzyılı asla görmeyeceğiz. Milletimizin kazanma umudunu yok etmeyeceğiz. İnatla ve ısrarla olduğumuzu söylemeye devam edeceğiz.
MANSUR YAVAŞ VE İMAMOĞLU’YA ÇAĞRI
O yüzden Sayın Mansur Yavaş ve Sayın Ekrem İmamoğlu’nu davet ediyorum. Tüm engellere rağmen çok çalıştınız. Görevinizi hakkıyla yerine getirdiniz. Milletimizi enkaz altında da olsa yalnız bırakmadınız. Milletimiz kritik bir kırılmanın eşiğinde, sizleri göreve çağırıyor. Bu görev, dayatmayı dayatmak değil, dayatmayı yıkmaktır. Bu görevin reddedilemez bir görev olduğundan hiç şüphemiz yok. Bu davetin sahibi millettir. Şu andan itibaren, bir seçim yapmak bize kalmış.”
